SUC DOSYASI...

Hürriyet Gazetesi

22 Aralık 2000,Cuma

http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/12/22/274592.asp İstanbul'u Dinliyorum

Dr.Nilgün GEDİKOĞLU'nun sütunu:



YÖNETENLERİN DİKKATİNE
Köpekler canlı canlı gömülüyor
SARIYER
Uygar olmanın en gereklerinden biri haklara saygıdır. Eğer 21. Yüzyıl'da ‘‘Osmanlı'ya bakın örnek alın’’ diyebildiğimiz konular varsa, o konularda ileri değil, geri gittiğimiz apaçık ortada.
Galiba bir şeyi yanlış anlıyoruz. Vahşet ve zalimliğin, skandal, suç, manşet ya da insanın yüreğini parçalaması için ille de uygulayan kişiye ‘‘zevk vermesi’’ gerekmiyor. Vahşi, zalim, psikopat olmak gerekmiyor yani. Bunu niye mi söylüyorum: Sarıyerli bir okurumuzundan aldığımız bir e-mail yüzünden. Ekiplerin köpek toplayıp, kimisi ölü, kimisi canlı kimisi yarı bayşgın bir şekilde bir alana götürüp üzerlerine toprak döküldüğünü anlatıyordu. Semt sakinlerini tanık olduğu ve okurumuz bizzat gözlemleyerek doğruladığı olay gerçek bir vahşet öyküsü. Ama hiç kuşku yok ki, bunu yapan ekipteki kişilere bakıldığında psikopat filan olmadıkları görülecektir. Herhalde yaptıklarından da zevk almıyorlardı. Ama bu yapılan bir vahşet ve suç, kim ne derse desin. Ve burada vahşilik, belki bir emirle devreye giren bir vahşilik. İşte bu bireysel zulümden daha beter bir durum: Sistemin ilkelliği devreye sokmasıdır. Ünlü bir deney vardır. Deneklere önlerinde bir düğmeye baktıklarında bir kişinin çok acı çekeceği söylenmiş ve düğmeye basma insiyatifi onlara verildiğinde kimse basmak istememiş. Ama deney, ‘‘düğmeye bas! emri veren biri ile tekrarlandığında herkes düğmeye sonuna kadar basmış. Bilmem anlatabildim mi?
Nereden bakılsa suç
Sarıyer'de geçen bu olayda eğer sokak hayvanları sorununa bir çözüm olarak böyle gaddarca bir yöntemi seçmiş emir veren biri varsa ona hayvan haklarınadn söz etmek belki de lüks olur. Çünkü henüz uygarlıktan çok uzak. Uygarlaşmamış bir zihnin cehaletle bulmuş olduğu çözümün, nasıl ilkellik ve vahşet barındırabileceğinin tipik bir örneği ve 21. yüzyılda bir suç...
Yok eğer okurumuzun bize aktardığı ekipteki üç kişinin kendi kendilerine buldukları bir çözüm ya da zevk için yaptıkları bir şeyse yine de suç kapsamı dışında kalmıyor.
İşte Sarıyerli okurumuzun e-maili'i:
‘‘Size dehşet verici bir olayı aktarmak istiyorum. Sarıyer Belediyesi'ne bağlı ekiplerin, 34 JL 317 plaka no.'lu bir BMC ile haftada üç gece, 20.30'dan sonra yola çıkarak köpek topladıklarını, gece 03.00 sıralarında geri döndüklerini, topladıkları bu köpekleri ertesi sabah saat 09.00-10.00 cıvarında bazılarını ölü, bazılarını yarı baygın ve bazılarını CANLI olarak İstinye sırtlarında 2. Taşocağı Sokak'ta taşocağına attıklarını, sonra da hafriyat kamyonlarının gelip alana toprak döktüklerini tebsit ettik. Çevre sakinlerinden öğrendiğimiz bu bilgiyi ekipleri takip ederek doğruladık.’’


Aradan sekiz yıl geçti. Artık Hayvan Hakları Yasası var. Hicbir şey degişmedi. Bu zavallı hayvanlara yapılan zulüm bitmedi.


CRIMINAL RECORDS

The above article appeared in Hurriyet Newspaper on December 22, 2000. It talks about stray dogs being dumped alive by Sariyer Municipality in a stone quarry in the region. It gives the number plate of the municipality car that collects dogs three times a week, after 20:30, returning back at 3:00 A.M. to the stone quarry with the van full of dogs; dumps them there, some dead, some unconscious, some alive. The trucks that come early in the morning dump dirt and earth on the animals. People living around the area have witnessed this massacre.

Eight years have passed. We have an animal protection law now. Nothing has changed. The suffering of the poor animals have not ended yet.

0 yorum: